Migros’un başörtülü kızları

Alkolsüz yılbaşı sepetlerini incelemek üzere gittiğim Migros’ta karşılaştığım bu manzara beni 1997 yılına götürdü. O yıllarda asker ve bürokrasi bir araya gelip, rejim düşmanı olarak gördüğü siyasal İslamcı kesime her alanda baskı uyguluyordu. Postmodern darbe olarak isimlendirilen bu döneme 28 Şubat süreci deniyor.
Migros ne alaka?
Siyasal İslamcıların domuz eti satmakla suçladığı Migros karşı cephede yer alıyordu. Hele başörtülü birinin orada çalışması imkansızdı.
Bu arada Migros domuz eti satmıyor ama bu şehir efsanesi hala dolaşımda. Migros’un sahibi olduğu lüks segmentteki bir market zincirinde ise domuz ürünleri satılıyor.
Sermaye ürkektir. Rüzgar hangi yönden esiyorsa ona göre pozisyon alır. 28 Şubat sürecinde birçok büyük şirkette emekli paşalar danışman olarak işbaşı yapmıştı. Migros’ta da bir emekli paşa yer aldı mı bilmiyorum. Bu yüzden Migros istese de o dönemde başörtülü birini çalıştıramazdı. Migros, başörtülülerin asla çalışamayacağı yerlerden biriydi.
28 yıl sonra ne oldu da Migros’ta başörtülüler çalışmaya başladı?
Bu sefer hakim güç siyasal İslam. İktidarda din referanslı Ak Parti var. 28 Şubat’ta asker ne derse onu yapan sermaye şimdi de Ak Parti iktidarına göre şekilleniyor. Sermaye her dönemde karına, cirosuna bakar. Öyle ya da böyle sermaye hep kazanır. Kader çizgisi değişmeyen ise en alttakilerdir.
Migros şubelerinde çalışan kızların yaş ortalaması gördüğüm kadarıyla 20. Yani, 28 Şubat darbe süreci yaşanırken henüz doğmamışlardı bile. Şimdi devir değişti. Bir dönem alkollü içecek satıyor diye siyasal İslamcıların hedefi olan Migros’ta artık başörtülü kızlar da çalışabiliyor.
Başörtülülerin de artık Migros’ta çalışıyor olması normalleşme adına iyi bir gelişme.
Peki, başörtülü kızları çalıştırması için Migros’a siyasal bir baskı yapıldı mı? Bu konuda bilgim yok.