Türk basını son ‘Nefes’ini verdi!
![](/Medya/Writers/Yasar-Durukan.jpg)
Türkiye’de kağıda basılan gazete döneminin çoktandır bittiğini 38 yıllık gazeteci ve Basın İlan Kurumu’nun eski bürokratı olarak söylüyorum.
Kağıda basılı gazetenin artık sosyolojik bir karşılığı yoktur.
Peki Nefes gazetesi neden kağıda basılacak? Nefes yöneticileri, kağıda basılı gazeteyi, televizyonu medyanın ana mecrası olarak görüyor. Bu bakış açısı televizyon kanalları için kısmen doğru olabilir ama kağıda basılı gazeteler medyanın ana mecrası değil bana göre.
FACEBOOK, GAZETEDEN ÖNCE KÖYLERE ULAŞTI
2010 yılında Basın İlan Kurumu Genel Müdürlüğü olarak bir kamuoyu araştırması yaptırmıştık. Büyük bir kitle, “Haberleri nereden okuyorsunuz?” sorusuna Facebook yanıtını vermişti. Beni çok şaşırtan bu yanıtın peşine düşüp uzun yıllar araştırdım. Sonuç; insanlar gazete alıp okumuyor ama internet ortamındaki haberleri takip ediyor. Haber her zaman ihtiyaçtır.
İnternet haber sitesi editörleri şunu çok iyi bilir: Haberi yayınladıktan sonra Facebook ve Twitter’da linkini yayınlamazsanız haberin okunma hızı çok düşük kalıyor. Tiraj almanın, tık sayısını artırmanın tek yolu haberi sosyal medyada paylaşmak.
Sosyal medya, gazetelerden önce köylere ulaştığı için gazeteler okunma şansını kaybetti.
GAZETELERİ 65 YAŞ ÜSTÜ OKUYOR
Peki gazeteleri hangi yaş grubu okuyor?
Bu konuda benim tahminim, gözlemim ve bilimsel olmayan araştırmalarım; gazeteleri 65 yaş üstünün okuduğu yönünde. Yaşlı kabul edilen kitlenin çok az bir kısmı gazete okuyor ve bu kitle ölümler nedeniyle sürekli azalıyor.
Günümüzde kağıt ve akaryakıt çok pahalı olduğu için gazete basmak çok ama çok maliyetli bir iş.
Öyleyse basın işletmeleri neden bu maliyete katlanıyor, neden gazeteler her gün bayilere geliyor? Gazeteler kar edebiliyor mu?
İnternetten önceki dönemde gazetelerin en büyük geliri reklam gelirleriydi. İnternetten sonra reklam payları hızla düştü. Gazete, reklam pastasını internete kaptırdı.
Yani günümüzde vatandaşa gazete satıp oradan gelecek para ile bir gazetenin dönmesi, hayatta kalması mümkün değil.
DEVLET GAZETELERE NE KADAR PARA ÖDÜYOR?
Peki gazeteler neden hala yayınlanıyor? Para kazanılmayan bir iş yapılır mı?
Gazetelerin bir geliri daha var. O da devletin Basın İlan Kurumu üzerinden verdiği resmi ilan parası. Türkiye’de bin 300 civarında gazete bu paraları her ay devletten alıyor. Devlet; icra, ihale, mahkeme duyuruları gibi ilanlarını geniş kitlelere duyurmak için en yaygın kitle iletişim aracı olarak kabul ettiği gazetelerde yayınlatıyor. Bunun karşılığında da her ay, her gazetenin tirajına göre para ödüyor. Asıl amaç aslında basına devlet desteği vermek. Böyle bir uygulama dünyada Türkiye’nin dışında Fransa’da var. Biz de muhtemelen Fransa’dan örnek almışızdır.
Bir ilçe gazetesi aylık 150 bin lira, İstanbul yerel gazeteleri aylık 400-500 bin lira, İstanbul merkezli Türkiye genelinde yayınlanan gazeteler ise tirajına göre aylık 2-3 milyon liraya kadar devletten para alıyor.
Basılı gazeteler bu paradan vazgeçmemek için kağıt baskılarını sürdürüyor.
Aslında basmıyorlar!
Basılmış, satılmış gibi gösterip sahte tirajla devletten bu paraları almaya devam ediyorlar. Bayilerde gördüğünüz gazeteler göstermelik. Örneğin 105 bin tiraj gösteren bir gazetemiz gerçekte 20 bin adet satıyor. Devletten 20 bin tiraja göre değil 105 bin tiraja göre para alıyor.
Devletten para alan Türkiye’deki gazetelerin tamamına yakınının satış rakamları sahte. Bu gazetelerin internet sitelerinin trafiği ise gerçek. Çünkü dijitaldeki trafik bir çok kanaldan ölçülebiliyor.
Gazeteleri bu sahte tiraj işleri internetten önceki dönemde de vardı. Benim araştırmalarıma göre 1970’li yılarda da vardı.
Devlet, yani bu görevi verdiği Basın İlan Kurumu işini düzgün yapsa, bu tür sahtekarlıklar olmaz, vatandaşın vergisi nitelikli dolandırıcıların cebine girmez.
Turgay Ciner, Habertürk gazetesinin yeterince satmamaya başladığını görünce, hiç sahte tiraj işine girmeden gazeteyi kapattı. Habertürk TV ve haberturk.com olarak yayın hayatına devam ediyor. Akıllıca...
BİR GAZETE 40 GÜN YAŞARSA...
1999 öncesinde yani internet öncesi dönemde bir gazete yayın hayatına başladığında; “40 gün yaşarsa devam eder” denilirdi.
Nefes gazetesi ne yapacak? 40 gün bekleyip göreceğiz. 40 günde halkın ilgisi, alacağı tiraj net olarak görülür. Eskiler 40 gün diyorsa bir bildiği vardır.
Nefes gazetesi, tirajını ilk etapta 50 bin, sonra 100 binin üzerine çıkarırsa büyük bir güç olarak basın sektöründeki yerini alacak. Devletten alacağı resmi ilan ve reklam prosedürlerini de ayarladıysa, 36 ay yerine 6 ay sonra ayda birkaç milyon liralık yasal hakkı olan devlet desteğini almaya başlar. Bu para da bir gazetenin en önemli gideri olan baskı ve personel masraflarını karşılar.
Medya camiasında dolaşan dedikodulara bakılırsa Nefes’in patronu iki yıllık masrafı bir kenara koymuş.
Yani iki yıl sonra patron duruma bakıp gazeteyi kapatabilir ya da devam edin diyebilir.
Nefes’ten görüştüğüm bir yetkiliye gazete olarak çıkmanın mantıksız olduğunu, internet haber sitesi ve televizyon kanalı olarak yola devam edilmesi gerektiğini ifade etmiştim.
Bu arada Nefes, sadece basılı gazete olmayacak. İnternet sitesi ve televizyon kanalı ile büyük bir medya organizasyonu.
Bu vesileyle, Nefes’e yeni bir nefes olması temennisiyle başarılar diliyorum.
SON BİR NOT: Devlet, yeterli tıklanma sayısına ulaşan internet haber sitelerine de para veriyor. Kendine güvenen girişimcilerin kağıtla, sahte tirajla uğraşmadan doğrudan internet sitesi kurması daha mantıklı.
0 Yorum Yapılmış
Habere Yorum Yap
© Neafoni HABER. Tüm Hakları Saklıdır. Haberlerimiz Kaynak Gösterilerek Kullanılabilir