Temsili fotoğraf: pixabay.com
27.08.2023 15:46:29 / Okunma Sayısı: 267

"Çocuk yoksulluğu bir halk sağlığı sorunudur"

Çocuğunuzu Koruyun isimli çocuk güvenliği kitabı yazarı Mehmet Yaşar Durukan, çocuk yoksulluğunun önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu söyledi. 

 


Aile gelirinin, sağlıklı çocuk gelişiminin temel belirleyicisi olduğunu belirten Yazar Durukan, yaptığı yazılı açıklamada, hayata mağlup başlayan yoksul aile çocuklarının, yaşam boyu karşılaşacağı dezavantajlı tablo hakkında şu bilgileri verdi:

 

DOĞARKEN ÖLÜYOR YA DA ZAYIF DOĞUYORLAR


"Bebek ölümleri, toplumsal sağlık ve refahın en temel göstergesidir. En düşük gelirli mahallelerdeki bebek ölüm oranı, en yüksek gelirli mahallelere kıyasla daha yüksektir.
Düşük doğum ağırlığıyla doğan bebeklerin yaşamın ilk yılında ölüm riski yüksektir.  
Kötü anne beslenmesi ve doğum öncesi bakımın zamanında yapılmaması gibi faktörler, doğum sonuçlarının olası belirleyicilerinden sadece birkaçıdır.


FAKİR MAHALLELERDE OBEZİTE ARTIYOR


Düşük sosyoekonomik statüye sahip mahallelerde güvenli oyun alanları ve parkların eksikliği nedeniyle çocuklar eve hapsoluyor. Bu sorunlar, sağlıklı bir vücut ağırlığını korumanın önünde engel teşkil ediyor. Bu yüzden fakir mahallelerde çocukluk çağında fazla kilo ve obezite oranları artıyor. 


FAKİR AİLE ÇOCUKLAR DAHA FAZLA YARALANIYOR


Fakir mahallelerde yaşayan 0-12 yaş arası çocukların önlenebilir kazalara maruz kalma oranları daha yüksektir.
Uygun güvenlik özelliklerine sahip olmayan standartların altındaki konutlar ve çevre, kazaları arttırıyor.
Kronik maddi yoksunluk nedeniyle stres altındaki ailelerin, denetim eksikliği ve kötü ruh sağlığı riskleri de bu kazaların çoğalmasına neden oluyor.


RUH SAĞLIĞI BOZULUYOR


Yoksulluğun derinliği çocukların ruh sağlığını da etkiliyor. Aileleri düşük gelir sınırının altında bir gelirle yaşayan en yoksul çocuklar, davranış bozukluğu, hiperaktivite dahil olmak üzere bir dizi kötü zihinsel sağlık sonucunun en yüksek oranlarına sahip. 
Düşük gelirli ailelerdeki çocukların diğer çocuklara göre duygusal ve davranışsal sorunlar yaşama olasılığı daha yüksektir. 
Sosyoekonomik açıdan dezavantajlı çocuklar arasında fiziksel saldırganlık da daha yaygındır.


OKUL BAŞARISINI ETKİLİYOR


Düşük gelirli ailelerin çocukları, öğrenmeye ve örgün eğitime daha az hazırlıklı olma eğilimindedir ve bu hazırlık eksikliği, bilişsel ve psikososyal gelişimi etkileyebilir ve düşük akademik başarı ve not başarısıyla sonuçlanabilir.
Başlangıçtaki okul başarısının olmaması, ergenlik yıllarına gelindiğinde daha düşük eğitimsel kazanım ve okuryazarlık seviyeleri ve daha yüksek okul terk oranlarıyla ilişkilendirilen daha sonraki başarısızlıklara zemin hazırlar. 


YETİŞKİNLİKTE DE PEŞİNİ BIRAKMIYOR


Çocukların erken dönemdeki yoksulluk deneyimlerinin yetişkinlik dönemindeki sağlıklarını etkilediğine dair kanıtlar giderek artıyor. Düşük doğum ağırlığıyla doğan çocuklar; yetişkinlik döneminde kardiyovasküler hastalıklar, yüksek kan kolesterolü ve böbrek hasarı, diyabet, yüksek tansiyon, obstrüktif akciğer gibi sağlık sorunları açısından daha büyük risk altına sokar.
Çocuk yoksulluğu önemli bir halk sağlığı sorunudur. İlk yıllardaki çocuk gelişimi daha sonraki sağlık ve gelişim için temel oluşturduğundan, çocuklara hayata mümkün olan en iyi başlangıcın sağlanması gerekir."

 

Neafoni Haber Merkezi

0 Yorum Yapılmış

Habere Yorum Yap

© © Neafoni HABER. Tüm Hakları Saklıdır. Haberlerimiz Kaynak Gösterilerek Kullanılabilir